9 Ağustos 2007 Perşembe

VAN

VAN

Halk arasında söylenen "Dünyada Van, Ahirette İman" sözüyle Van ilimizin eşşiz güzelliği ifade ediliyor.

Van tarih boyunca birçok medeniyete beşiklik yapmış illerimizden biridir.

Urartular döneminde Tuşba adıyla başkentlik yapmış, Alpaslan'ın oğlu Melikşah tarafından 1064 tarihinde fethedilmesiyle Türk hakimiyetine girmiştir. Osmanlılar döneminde ‘Vilayet-i Sitte' adı verilen ve bugünkü bütün Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerini içine alan altı ilden birisi Van'dır. I. Dünya Savaşı esnasında Van'ın Ruslar tarafından işgal edilmesi üzerine bugünkü Van Kalesinin güneyinde harabeleri bulunan eski Van Ermeniler tarafından tamamen yıkılmış, işgal sebebiyle Anadolu'nun içlerine göç etmek zorunda kalan Vanlıların üçte ikisi zor tabiat şartları, hastalıklar, başta Ermeni çeteleri olmak üzere düşman saldırıları sonucunda şehit olup kurtuluştan sonra yurtlarına dönememişlerdir. 2 Nisan 1918'de Ali İhsan Sabis Paşa komutasındaki Türk Ordusu Van'a girdiğinde şehir tam anlamıyla yangın artığı bir harabedir. Bugün Van Şehrinin kurulu bulunduğu yer Osmanlılar döneminde bağlık, bahçelik olarak kullanılmıştır.Cumhuriyetimizin kurulmasıyla yapılan yeni il düzenlemesinde Van 7 ilçenin bağlı bulunduğu bir il olarak yer almıştır. Bugün merkez ilçeyle birlikte ilçe sayısı 12dir. Cumhuriyet döneminde adeta yeni baştan yaratılan şehir bazı eksik ve aksaklıklara rağmen Cumhuriyetin 75. yılında Cumhuriyetle yarışır bir mesafe alabilmiştir.


Urartulular, Bizanslılar, Ermeniler, Müslüman Araplar, Selçuklular, İlhanlılar, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılardan kalan tarihi eserlerle tam anlamıyla tarihi bir şehir olan Van güzel gölü, eşsiz su ve ışık potansiyeli, ılımlı iklim ve tabiat güzellikleriyle aynı zamanda bir turizm şehridir. Tarihi İpek Yolu üzerindeki Van, yabancı bir ülke ile en uzun sınıra sahip olan il olarak, .sınır ticaretinde de ciddi mesafeler almıştır.Kışın dondurmayan, yazın pişirmeyen havası ile Van Türkiye'nin en fazla güneş alan illerinden biridir.


Türkiye'nin rakımı itibariyle en yüksek ili olan Van ciddi bir hayvan potansiyeline sahiptir. Van-Et gibi Türkiye'nin sınırlarını aşan bir kuruluşa sahip olan ilimiz ticaret ve sanayi alanında da emsali illere göre de bir hayli mesafe almıştır.Yatırımcı kuruluşların çoğunun bölge müdürlüklerinin bulunduğu ilimiz birçok alanda Bitlis, Muş ve Hakkari illerinin merkezi konumundadır. 100. Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi ve Yüksek İhtisas Hastanesi ile şehir aynı zamanda bir sağlık merkezi olma yoluna girmiştir. İl bazında 201185 öğrencisi, üniversitesi, uluslar arası nitelikteki havaalanı, ilk ve ortaöğretim okulları, sağlık kuruluşları, kamu ve özel sektöre ait fabrikaları, sosyal yapısı, hayvancılığı, kültürel hayatı, sportif faaliyetleri, esnaf ve sanatkarları; özetle bütün yönleriyle Van büyük Atatürk'ün gösterdiği çağdaş medeniyet hedefine doğru hızla ilerlemektedir.Bütün bunlara rağmen Van Bölgesi 19. yüzyıl sonu il 20. yüzyıl başındaki parlak durumuna nazaran iç göçler sonucu terkedilmiş tarlaları, bozulmuş sulama tesisleri, harabeyi andıran köyleri ile bugün maalesef daha sönük ve daha geri bir manzara arzetmektedir. Bu bölgenin eskisinden daha yüksek bir düzeye getirilmesi biran önce başlanılması gereken milli bir görevdir. Bu yolda gerçekleştirilmiş barajlar, elektrik santralleri, çimento, şeker, dokuma, deri, yem ve et kombinaları işletilen maden yatakları nispeten düzgün yollar bölge insanının hayatını bir parça kolaylaştırmış ise de bütün bunlara rağmen Doğu Anadolu bölgesi ve Van Bölümü halen potansiyeline uygun gelişmeyi kaydetmekten çok uzaktır.


Hiç yorum yok: